Bir Ege markası iletişimi gerçekleştirirken enternasyonel bir dili de sahiplenmek istiyor, ilgili kültürden bağımsız bireysel zevklere, trend anlayışına ve tasarım dünyasına da kapsayıcı bir marka olarak lanse edilmek istiyoruz. Bizler ‘iyi, kaliteli ve şık’ ürün gamımızı artık yalnızca bir ahşaptan ibaret görmüyor, her bir ürünümüze de bir hikaye iliştiriyoruz.
Bizler öncelikli stratejimizi bölgesel ve ulusal bazda düşünürken, geleceğe dair vizyonumuzla birlikte tüm misafirlerimiz tarafından sevilen bir marka olmayı başarabilmeyi düşlüyoruz. Tüm bu süreçte sabırla ve profesyonellikle ilerlemeyi sürdürülebilir başarı olarak görürken;
İnternette bir zamanlar bir video dolaşıyordu. Bir sosyal deney videosu. İş görüşmesine gelen katılımcılara, 7 gün 24 saat çalışacaksınız ama hiç maaş almayacaksınız, hiçbir sosyal hakkınız da olmayacak, kabul ediyor musunuz, deniyordu. Üstelik bu öyle bir işti ki birlikte çalıştığınız kişiler size ne yaparsa yapsın işten ayrılamıyor, olanlara itiraz edemiyordunuz.
Moda hayatımızın her alanına estetik biçimde yön veren bir fenomen. Renkler, desenler, stiller ve kombinler modaya, daha doğrusu “zamanın ruhu”na göre değişiyor. Evet, modayı “zamanın ruhu” olarak tanımlamak hiç de yanlış olmaz. Bu ruhun gardırobumuzdan yaşam alanlarımıza tüm hayatımızı sarıp sarmaladığı bir gerçek.
İş anlaşması yapmadan, yeni bir ilişkiye başlamadan, herhangi bir sözleşmeye imza atmadan yani neredeyse kapıdan dışarı çıkmadan önce ona bakıyoruz; burç yorumumuza. Merkür retro mu, Uranüs hangi gezegende, Mars’la Satürn kavuşumu devam ediyor mu, Venüs hangi burçta?
Yıllardır bu zamanı beklediniz veya hiç aklınızda yoktu; olsun! Bu, mutlu sonu değiştirmiyor; nikaha ve “evli” bir insan olmaya çok ama çok az kaldı. Biliyoruz ki oldukça heyecanlısınız ve yine biliyoruz ki yapacağınız bi’dolu şey var. Ev tutulacak, tesisat elden geçirilecek, boyanacak, eşyalar seçilecek, taşınacak, dizilecek; sayarken bile yorulduk, dediğinizi duyar gibiyim.
Hayatımızın üçte birinin uykuda, dolayısıyla yatak odasında geçtiğini düşünürsek bu odanın dekorasyonunun aslında ne kadar da önemli olduğunu daha iyi anlarız. Ruhumuzu, zihnimizi ve bedenimizi yenilediğimiz bu özel mi özel alanın dekorasyonunda estetik zevklerimizi ve yılın trendlerini değil en başta sağlığımızı dikkate alarak karar vermemiz gerekiyor.
Nefeslerimizi tutup, yaşadığımız dünyanın ve çağın tüm sorunlarını geride bırakarak izlediğimiz “Game of Thrones”; entrikaları, güç savaşları, görkemli sahneleri ve hayal gücünün sınırlarını zorlayan senaryosuyla 8 sezondur hayatımızda.
20. yüzyılın en etkili, en etkileyici, en çekici kadınlarından birinin stiline göz atacağız bu yazıda. Deli-dahi (hangi tarafı daha baskın karar vermek zor) bir kadının; acılarından, umutlarından, neşesinden, heyecanından ve en çok da cesaretinden beslenerek yarattığı bir stil bu; Kahloism.
Tasarım ve dekorasyon ilk bakışta kolay gibi görünen, zorluğu ancak işin içine girince anlaşılan alanlar. Estetik bakış, öngörü, dünyanın ve insanların nabzını doğru tutma, hayal gücü, yetenek, bilgi ve deneyim birleşiyor ve ortaya hepimizin hayatını değiştiren, yenileyen ve güzelleştiren mekanlar ve tasarımlar çıkıyor.
No account yet?
Create an Account
