BLOG
İç içe geçmiş iki disiplin: Moda ve dekorasyon…
Moda, gardıroplarımızdan evlerimize hayatımızın her alanına canlılık, değer ve estetik katıyor. Sadece giysilerimiz değil saç stilimiz, yaşam alanlarımız, kullandığımız dil ve davranışlarımız da modayla şekilleniyor. Moda, gardıroplarımızdan evlerimize hayatımızın her alanına canlılık, değer ve estetik katıyor.
Sadece giysilerimiz değil saç stilimiz, yaşam alanlarımız, kullandığımız dil ve davranışlarımız da modayla şekilleniyor. Moda, gardıroplarımızdan evlerimize hayatımızın her alanına canlılık, değer ve estetik katıyor. Sadece giysilerimiz değil saç stilimiz, yaşam alanlarımız, kullandığımız dil ve davranışlarımız da modayla şekilleniyor.
Ünlü Fransız modacı Christian Lacroix imzalı ev dekorasyonu
Yaşam alanlarımızı estetize eden ve “giydiren” dekorasyonun, insanları giydiren modayla bu kadar iç içe olması aslında ne çok şaşırtıcı ne de çok yeni bir durum. Hayranlık duymak ve hayranlık uyandırmayı istemek insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biri. İşte belki de bu nedenle, kendini ortaya koyduğu ve hayatımızda açık bir biçimde etkisini hissettirmeye başladığı 18. yüzyıldan bu yana moda ve dekorasyon her daim birbirine atıf yapan, birbirini besleyen iki disiplin oldu. Yaşantımızı daha zarif ve zevkli kılan bu iki oyuncuya sanatı da ekleyebiliriz elbette…
Chanel marka dekoratif aksesuarlar
9 Nisan’da başlayan ve 14 Nisan’a dek tüm dünyadan tasarım tutkunlarını bir araya getirecek olan Milano Tasarım Haftası’nda da bu üçlünün harikalar yaratan etkileşimini gözlemlemek mümkün. Moda bugün konfor, doğallık, özgünlük ve bireysellik ekseninde şekilleniyor. Milano Tasarım Haftası’nda öne çıkan tasarımlardan, dekorasyonun da bu yönde biçimlendiğini fark edebiliyoruz. Tasarımcılar ise bu büyülü dünyanın baş aktörleri. Çağın ve hatta geleceğin nabzını tutup sanatsal estetiği fonksiyonellik ve ergonomi ile birleştiriyorlar. Biz de onların zeka, önsezi ve hayal güçlerini kullanarak yarattıkları giysi ve mobilyaları yaşamlarımıza katıp bütünleşiyor ve aslında kendimizi bu tasarımlar üzerinden ifade ediyoruz. Renk, doku, desen ve formun konuştuğu, sözsüz ve sessiz bir dil bu. Moda ve dekorasyon biz farkında olmasak da; üretim tekniklerinin ve iletişim araçlarının zenginleşmesi, dolaşım özgürlüğünün artması ve globalizm ile birlikte eskisinden daha güçlü bağlar kurarak yaşantımızı ve beğenilerimizi şekillendirmeyi sürdürüyor. Modanın sanatı, dekorasyonun modasına dönüşüyor ve bize de kendimizi, zamanın ruhunun dur durak bilmeyen o tatlı akışına bırakmak kalıyor.
Chanel marka dekoratif aksesuarlar
9 Nisan’da başlayan ve 14 Nisan’a dek tüm dünyadan tasarım tutkunlarını bir araya getirecek olan Milano Tasarım Haftası’nda da bu üçlünün harikalar yaratan etkileşimini gözlemlemek mümkün. Moda bugün konfor, doğallık, özgünlük ve bireysellik ekseninde şekilleniyor. Milano Tasarım Haftası’nda öne çıkan tasarımlardan, dekorasyonun da bu yönde biçimlendiğini fark edebiliyoruz. Tasarımcılar ise bu büyülü dünyanın baş aktörleri. Çağın ve hatta geleceğin nabzını tutup sanatsal estetiği fonksiyonellik ve ergonomi ile birleştiriyorlar. Biz de onların zeka, önsezi ve hayal güçlerini kullanarak yarattıkları giysi ve mobilyaları yaşamlarımıza katıp bütünleşiyor ve aslında kendimizi bu tasarımlar üzerinden ifade ediyoruz. Renk, doku, desen ve formun konuştuğu, sözsüz ve sessiz bir dil bu. Moda ve dekorasyon biz farkında olmasak da; üretim tekniklerinin ve iletişim araçlarının zenginleşmesi, dolaşım özgürlüğünün artması ve globalizm ile birlikte eskisinden daha güçlü bağlar kurarak yaşantımızı ve beğenilerimizi şekillendirmeyi sürdürüyor. Modanın sanatı, dekorasyonun modasına dönüşüyor ve bize de kendimizi, zamanın ruhunun dur durak bilmeyen o tatlı akışına bırakmak kalıyor.
